İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon
Bir ilişkide kadın ya da erkeğin diğerini duygusal baskı altına alıp, hareket alanını kısıtlamasına, daraltmasına duygusal manipülasyon deniyor. Duygusal manipülasyon hem kadın hem de erkeği etkisi altına alarak, duygusal açıdan kişinin ciddi ölçüde kısıtlanmış hissetmesine neden olabiliyor. İkili ilişkilerde güven kaybı, mutsuzluk gibi önemli sorunları beraberinde getiren duygusal manipülasyon, kişilerin hayatını olumsuz etkiliyor.
Duygusal manipülasyonun kasıtlı bir davranış ya da tutum olduğu düşünülmemelidir. Duygusal manipülasyon bir iletişim sorunu gibi görünür, ancak manipülatörün (duygusal manipülasyonu yapan kişinin) kişilik yapısının benmerkezci olması bu süreci ortaya çıkaran temel nedendir. Manipülatör çözüm istiyor gibi görünmesine rağmen, aslında eşinin kendini kabullenmesini amaçlar.
Gerçekleri çarpıtma yoluna da başvuran manipülatör, ne olduğunu anlamaya çalışan eşi itaat etmek zorunda bırakır. Kendini zayıf ve güçsüz hisseden eş, bir sonraki tartışmaya daha savunmasız ve kabul etmeye eğilimli girmek zorunda kalır. Aslında diyalog gibi görünen iletişim, bir tarafın baskın olduğu ve süreci belirlediği monolog bir hal almıştır. İlişkinin akışını manipülatör (kadın ya da erkek farketmez) belirler. Kişinin duygusal manipülasyona uğraması için, herhangi bir kabahat işlemesi ya da tartışılacak ciddi bir konu olması gerekmez. Tartışmanın konusu, gidişatı ve bitişi manipülatöre bağlıdır.
Eşle yapılan tartışmalarda (emin olunan konularda bile) sürekli haksız çıkmak ve kişinin kendini sinmiş olarak hissetmesi duygusal manipülasyona maruz kalındığına işarettir. Manipüle edilen taraf bastırılır, kendini yetersiz ve çözümsüz bir sürecin içinde hisseder ve sorun çıkmaması için çabalar. Yetersiz, sinmiş ve bağımlı bir hale gelen eş, kendini suçlu ve değersiz hissederek önceleri kendini ifade etmeye çalışır. Ancak, ilerleyen süreçte emeklerinin karşılıksız olduğunu görür. Bir noktadan sonra (sorunu önceden sezmek ve derinleşmeden çözmek amacıyla) eşinin zihnini okumaya çalışır. Yıpranan taraf sorun çıkmasın diye daha az konuşmaya, daha az paylaşmaya, onaylamaya başlar ve kendini aslından başka birine dönüşmüş olarak bulur. Manipülatörün duygusal kontrol ve baskısına maruz kalan eş, sorun çıkmaması adına manipülatörün belirlediği süreci yaşamaya başlar.
Duygusal manipülasyon fark edildiğinde, iletişimin bozuk olduğunu anlamak ve yol gösterecek bir profesyonele başvurmak ilk adım olmalıdır. Bunun dışında, manipülatörle tartışmaya girmemek yararlı olur. Çünkü, artık kişi duygusal manipülasyon yapan eşini haksız da olsa onaylıyor pozisyonda olabilir ve bunun farkında da olmayabilir. Kişi bu davranışı tekrarladıkça kendine olan saygısı azalabilir, çözümsüzlük düşüncesi ve umutsuzluk pekişebilir. Eşinin duygusal manipülasyon yapmasının tümüyle kasıtlı olmadığını, psikolojik gelişimi ve kişilik yapısıyla da ilişkili olduğunu düşünmek (yani, tedavi edilebilecek bir süreçle karşı karşıya olduğunu düşünmek) de kişiyi rahatlatacaktır.
duygusal manipülasyon fark edildiğinde atılacak ilk adım konuşma biçimini yani iletişim biçiminin bozuk olup olmadığını değerlendirmektir.
bireysel psikoterapi desteğiyle sorunları aşmak mümkündür.